20 Ağustos 2013 Salı
Facebook! Elini Çükümden Çek!
Ya hacı ben ne pis bi adam oldum lan?!
Eğer facebook bile aklınızın nereye çalıştığını kestirip ona göre genel verici, seçici geçirgen olmayan, escort kızları tanıyor olabileceğin kişiler mahiyetinde arkadaş olarak öneriyorsa bi yerlerde bi şeyler çok ters gitmektedir galiba.
Mesajlarımın izlenmesinden mütevellit oluşan kişisel hayata tecavüz ve mahremiyet sınırlarının aşılmasını bi tarafa bıraktım. Bükemediğim bileği öpüp kendi amaçlarım doğrultusunda da çok kullandığım oldu bu aç gözlü tutumu ama abicim bu son noktadır yaa.
Lan zaten beynimden, ellerimden, kültür ve bilgi birikimimden, arkadaş çevremden v.s. kazanabileceğin kadar kazandın lan! Bırak çükümden kazanma olm, o bana mahsus kalsın! Hayır korkuyorum bi deli anıma denk gelecek de deli gibi motor ekleme çılgınlığı yaşıycam, birini ayarlıycam, kesicekler götümü kuytularda. Sonra kimden hesap sorcam hacı? Sadece kendimden mi? "Peki hırsızın hiç suçu yok mu?" demeyecek mi kimse? (Demiycek a.q.!)
Sırf bu korkudan Hollywood filmlerini aratmayacak bi planım bile hazır. Ben kendimi biliyosam ikinci büyüğün ortalarında celallenirim bohem bir yanlızlık ve boşlamışlıkla.
E ben de her duruma hazırlıklı (bazen aşırı hazırlıklı, misal: sevişemeyeceği bariz gecelerde bile ergen bebeler gibi cüzdanında prezervatif taşımak gibi. Ama sorarım size: hiç balon bulamadınız diye dehşet bi kukuyu teğet geçip out'a çıktınız mı lan? Yaşa sonra böbürlen bana. Bir kere hata yaparsan insanların hatasıdır, ikincisinde sen aptalsın gibi bi felsefe bile var a.q.! Ben taşırım hacı!)
olmam ile övünen bi adam olarak elbette bu duruma uygun da beyin-omurilik bağlantısı arasına aşırı alkol dolması kaynaklı iletişim kopukluğunda otomatik devreye giren götü kurtarma planlarına sahibim. Ne kadar zom olursam olayım, gerekirse 2 gün aralıksız uyuyayım gene de cüzdanı, telefonu, anahtarları ve ayakkabıları kaybetmem!
Gelelim plana: Buhrana girilip aç tavuk gibi bulunan her potansiyel motor didiklenmiştir. Amma ve lakin bunların sapları, sapıkları, abileri, dallamaları, ceza evinden taze çıkmış üç leşi olan "dördüncüyü de tez vakitte bulsam da bedava yemek, yatak v.s. sosyal tesislere geri dönsem hem de Bilo'nun bana olan borcu onda kalmasa" diyen bi amcası-dayısı olabilir. E napcaz önce göt sonra junior'ı düşüncez. Ne yardan ne serden hikayesi gibi yani.
Didiklemenin akabinde ateş gibi yanan veya bana katakulliye yeltenen kızın (a.k.a. ceylan - hayvandan esinlenilmiştir, gerçekte de o kadar güzel ceylan adlı hatun görmedim. Bööle bi isim-tip-karakter önyargılar silsilesine sahibim işte.) telefonu alınır. Telefonunu gizli aramalara açması söylenir ve kafamda belirlediğim (söölemem paşam, sonra gel elinle koymuş gibi al beni di mi?) bir noktada randevu verilir. Bu nokta kalabalığın dışında, kişilerin ayırt edilebildiği bir noktada ama aynı zamanda kalabalık içindeyken görülebilecek bir nokta olur. Ayrıca bu noktaya yakın, güvenilir bir taksi durağı olması ve aracınıza 3-5 dakika içinde yürüyebileceğiniz yakınlıkta olması gerekir.
Kararlaştırılan saatte Ceylan aranır ve gelip gelmediği öğrenilir. Gelmediyse 15 dakikaya noktadan ayrılınacağı tehdidi savurulur, gelmişse üzerindeki kıyafetler, saç rengi, gözlüğü ve muhabbet ilerlerse foreplay ve ön hazırlık amacıyla iç çamaşırlarının renkleri, desenleri vs. sorulur. Bu sırada ceylan telefonla yönlendirilerek de "kişinin kalabalık dışındaki ayırt edilebilip kalabalıklar arasından gözlenebileceği koordinatlar"a ulaştırılır.
Hatunu ayırt ettikten sonra en yakınındaki yol kenarına gelmesi ve takribi 5-10 daikak içerisinde önüne yanaşıp "Seni Arslan'a götürcem!" (Arslan değişebilir, kızın cemaatine bağlı olarak) parolasını söyleyen taksicinin aracına binmesi ve konuşmaması gerektiği bildirilir.
Bu heyecandan ve gizemden tahrik olmuş, cesur ceylanın kukusu yavaştan sulanmaya, memeleri büyümeye başlamalı. Hayır, tam tersi zaman kazanmaya, başkalarıyla göz teması kurmaya, eli ayağına dolanmaya, terlemeye, saçları yerine burnuyla oynamaya, konuşurken "ııııı....eeeee..... şeeeey...." gibi sesler çıkarmaya başladıysa telefonu direkt kapatın, istifinizi bozmayın (ki telefonu hands free kullanıp ağzınızı okuduğunuz bir kitapla gizlemek suretiyle müzik dinliyormuş olduğunuz izlenimini vermeniz gerektiğinin kritik olduğundan bahsetmiyorum bile, yoksa aniden kuşu alırlar kafese, görürsünüz ebenizi ve vajinacağzını.
Dediğim gibi, olumsuz bir durumda istifinizi bozmayın, kitabı 1-2 dakika daha okuyun, knearını kıvırıp (kıvırmak kilit hareket burda. Sürekli okuyacak izlenimi veriyo) kenara koyun, bi sigara çıkarın, civardakilere laf atın, o sırada telefonunuzu çıkarıp kulağınıza dayayıp konuşun falan ama bi 10-15 dakka mekanı sakın terketmeyin çünkü en güvenli yer kalabalıkların arasıdır. Zebra misalı! Sonra yolunuza gitmeden önce güneş gözlüklerinizin arkasında ceylan tarafında kopan pandanemayı falan da izleyebilirsiniz. Ortalığın süt liman olduğuna kanaat getirdiğiniz vakit mekanı terkedip istediğiniz yere ağır, entel, hatta gay vari adımlarla gitmekte özgürsünüz (gene de tedbiri elden bırakmayan hacılar)
Ama diyelim ki olay ilk anlattığım gibi bir film edasına dönüşmeye başladı. O zaman telefonu kapatın ve gerekli kriterler arasında değindiğim taksi durağına doğru ezik, başı önde, çekingen adımlarla yürüyün. Eli yüzü düzgün, dürüst tipli bi taksiciye kıçın kıçın yaklaşın ve hikayeyi anlatmaya başlayın. Çok mert bi tipse direkt olan biteni de anlatabilirsiniz diycem ama ben olsam yapmam. İki şeyin emaneti yoktur: Para ve Hazır Kuku! Sonra adam "zati hazırmış yelloz kevaşe. Bu dalyarak götürene kadar ben kayarım daha iyi kayarım" gibi gerçek dışı hayallere kapılarak sizi saf dışı bırakmaya çalışabilir. O yüzden benim hikaye önerilerim:
- Kızı sevdim ailesi vermedi. Abileri takip ediyo olabilirler. Şu kızın yanına gidip, parolayı söyleyip şuraya getirebilir misin?
- Abicim ocaana düştüm. Ben şööle şööle bi adamım (burası da sizin zekanıza kalsın artık. O kadar aptal adamlara kuku harcanmamalı. Adımızı kötüye çıkarıyonuz performans fakiri, fantazi kıtı dallama barzolar!). Şu gördüğün kıza da yangınım. Ama şööle bööle, aman şööle aman bööle. Gitsen yanına parolayı söölesen. O da bincek zati konuştuk, seni bekliyo. Sonra takip edilmediğine dikkat ederek alengirli yollardan 10-15 dakika takip ederek şuraya getirsen (arabanın yanı). Hatta telefon numaranı versen de sakat bişey oldu mu diye ben seni arasam fatura hiç sana girmese... falan filanla abiyi kafala.
Bu hikayeler çoğaltılabilir ama ÖSS'nin el altından dağıtılan sorularına daha fazla dönmesin. Birazcık omuz üstündeki şeyin içindeki organınızı da kullanın canım. Kullanılmayan organ işlevini yitiriyo (mesela pipileriniz buna güzel bi örnek).
Herşey istediğiniz gibi gidiyosa. Ceylanın ardından apar topar koşup taksi çağıran birilerini görmediyseniz ya da bir araba garip bi şekilde hareket etmediyse taksi ardına vaziyet iyiye gidiyo demektir. Kısa süre sonra çok şanslı olcaksın!
Araca doğru yürünürken taksici amca 5 dakka sonra aranır. Durum raporu istenir. İzleyen varsa atlatıp atlatamayacağı sorulur, yoksa buluşma noktasına yönlenmesi rica edilir edeplice ve biraz korkakca. Korkaklar eve hep dönerler! Kaçanın anası ağlamaz, tabi kendi de son tahlilde!
Ok. Plan tıkır tıkır işliyosa sen aracına ulaştın, kız da ilgili noktaya. İki seçeneğin var:
1) Kız taksi parasını ödesin ve inip senden işaret beklesin.
2) (Biraz riskli ama getirisi daha fazla) Sen taksiyi karşıla, amcayla tokalaşırken bi 50lik falan sıkıştır (cimri olma lan! Piyasadaki risksizce ulaşabileceğin 50 liralık kukuların süngerden falan farksız olduunu bilmiyon tabi). Taksiyi uğurla, sigaradan son nefesi al ters olarak tıp diye at öteye, mal gibi-aç tavşanlar gibi lök diye yapışma hemen kıza! Sen tuvalet pompası değilsin, unutma! (Hem kuzeyde unutma hem de güneyde. Ama bazen özellikle güneye istisna gösterebilirsin hareketlenmelere bağlı olarak)
Önce bi kendine güvenli dik dur, allah allah dedirttir. Kolarına kavuştur, ağırlığı tek ayağa ver, kızı önce yukarıdan aşağı sonra aşağıdan yukarı (öss cevap anahtarına bakar gibi hızlı hızlı değil) yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara, gözlerinle soya soya, zaten işi beyninde pişirircesine süz.
Tam burda 2 not:
1) Sigarayı hala atamadıysan yukarı doğru süzerken yüze geldiğinde gözlere kitlen delici ve hafif umursamaz-sorumluluk yüklemeyen bilakis özgür bir şehveti alevlendiren bir bakışla. Son nefesi çok daha derin çek, ağzından dışarı yavaşça dumanı verirken bi yandan da burnundan çek, dişlerin "hıfsss" diye içeri tahrik edici bi nefes çeksin dumanla beraber. Yalnız dikkat hocam! Eğer beceremeyip bir an için "höhh" diye kusan ejderha gibi görüş çizgini kaybedecek birsis yaratırsan, öksürürsen, hapşurursan veya burnun akarsa sıçtın, dön arkanı kaç. Alıştırmaların meyvesini verdiyse muvaffak olabildiysen işte sigarayı göz temasını kaybetmeden ve gözlerini kırpmayıp ifadeni kaybetmeden sigarayı tuttuğun elinin ters istikametine doğru tıp diye fıçı fıçı fıçı diye döndürerek at. Artık burnundan çekemediğin son nefesi dışarı yavaşça verirken aranızda bir anlık ince bir duman ipi veya sis oluşursa bu iyidir, panik yapma.
2) Sen bu kadar uzun gibi süren ama taş çatlasa 90 saniye süren ritüelini sürdürürken içindeki kıpırtılara ve heycana kapılıp da sessizlikten ürküp saçma salak konuşmaya çalışırsa hiç dinleme. Dinle diye söylemiyo zaten merak da etme, sözlü yapmıycak seni, rahat ol. Çünkü kızlar gerginken konuşurlar. Hep konuşurlar ama gerilince, akıllarına seks üşüşünce, ay kuku suyum alttan belli oluyo mu?, kaymakamı beğenecek mi? hangi pozisyonla başlasa?.... vs. düşünceleri akın edince ellerini kollarını koyacak yer bulamazlar, kah saçlarıyla oynar, kah farketmeden ileri geri sallanırlar (ki ayakları X gibi çaprazsa bu sallanmadan ayrı bi tahrik olmayı da başarırlar) falan filan. Özetle dinleme.
Tamam yukarıdaki işlemler tamamsa ve hala omzuna "Birader bi baksana?" sesine ait bir el oturmadıysa veya daha da kötüsü boş bulunup, bir anda çevrilip önce karnına, bükülünce taşaklarına, daha da bükülünce yüzüne artık yere de düşünce nerene gelirse tekmeler falan yemediysen işler tıkırında. En az yarım saat sonra aksiyon başlayacak.
Bu işlemler başarılıysa en son seni sigaranı atmış ve caylanın gözlere kitlenmiş olarak bulmalıyım. Zaman durmuşçasına yavaş 1-2 adımla avına yaklaş usul usul.
Sol bacağına ceylanın bacak arasına doğru hafifçe sok. (ama adımları ööle bi ağırdan hesapla ki son adımında sol bacak zaten orada olsun)
Sol kolunla kızı kendine doğru hafifçe çekerken (belini kırma a.q.) ööle bi yap ki elinde ne kızın popsunda olsun ne de (giymişse) sütyen kopçasında. Tam bööle bel kavisinin kuyruk sokumuna yaklaştığı o tarafsız bölgeye getir. Orta ya da serçe parmağın iki yanak arası kıvrımın başlangıcına tüye dokunmakla kumda parmak izi çıkartmak arası bir sertlikte dokunsun.
Ceylan zaten sen çekince ani ve kısacık, belkide azıcık tiz sesle karışık bir "hıh!" iniltisi verebilir. (bu bir enstrüman çalmak gibidir ve kadın vücudu dünyadaki en karmaşık enstrüman. Doğru noktaları bilip, doğru sertlikleri uygulayabilirsen hiç bir sanatçının üretemediği emprovize ve sana özel bestelere haiz olabilirsin ki gözlerin bile dolar bundan).
Bu inilti, evet bildin, iyiye elamet.
Kız dudaklarına doğru yelteniri gibi kafanı yavaşça yaklaştır. (Kaçırabilir veya farketmeden o da aynını yapabilir, farketmez, ipler senin elinde. Ne yapsa seni işine gelecek bi durum yarattın. Şah mat gibi.)
Tam yaklaşmıken birazcık hızlıca kızın sol kulağına eğil.
Sıcak nefesini vererek kısık, puslu, boğuk, göğüs kafesinden gelen, iç gıcıklayan, titreten bir sesle:
"Seni bekliyordum...." de söz bitince azıcık daha nefes devam etsin ve öyle bi söyle ki sanki 1 saattir değil de suyu bekleyen çöl kumları kadar uzun süredir bekliyomuşsun gibi ;) Çaktın?
Kafanı çektiğinde kızın gözlerini kapalı bulabilirsin. Bu anda kızın yanak-dudak kenarı kesişim kümesin salyasız, dokundurmaktan hallice, minik bir buse kondurmak tamamen opsiyonel ve şartlara göre karar verilir.
Çek kızı belinden usulca. Götür yolcu koltuğuna. Hanımefendi olduğunu unutmadan kapıyı aç, oturt. (Kız sevişmek istiyo diye orospu değil a.q. Zaten bu zihniyet yüzünden biz açız ya. A.larına Q.duklarım! Erkeklikten utandırdınız lan ipneler!)
Kapıyı kapat. Önden dolan, ürkmesin. Kendinden emin yürü. Araca bin.
Aracı çalıştır, güzel bi müzik aç ve sor:
"Nereye gitmek istersin? Sen, ben?"
"Sen!" derse: Kanka evi ayarla önceden. Çok beğenirse sapığın olur. Başına boş yere bela. Sonra göt diye korkarken çükten oluverirsin bi gün. Bırak kankanın çükünü kessinler ya da hayrına ona da ekmek çıkmış olsun şans eseri
"Ben!" derse: Gene de sen temkinli yaklaş ve sor: "Hoş... peki otel odası fantazisine ne dersin?"
"Uyar" derse çek güzel manzaralı bi otel odasına, "Ama sana sirprizlerim var, bana gelmen lazım" derse de korkuyla karışık bir merak duygun olacak ki o noktadan sonra ben gitme desem de merakın ağır -illa ki- basacak.
E artık burdan sonrasını da bi zahmet anlatmıyım di mi? Benim yatak tekniklerim de bana kalsın.
Mesela:
- Yatakta 3 posta artarda, boşalmadan vücudunu nasıl tantraya mantraya, hakan şükür hayal etmelere sapmadan kolayca kontrol edersin?
- En az aralıksız 4 saat süren bir zevk çılgınlığı nasıl yaşatılır? Tempo nasıl ve neye göre ayarlanır?
- Kadın dövmeden nasıl salya sümük ağlatılır ve dahasını da ister (ki hala devam ederken, müsrifler bence)
Gibi gibi gibi.....
Bunlar şimdilik bana kalsın. Zaten yaptım yapacağım en büyük kıyağı da allahtan burayı okuyan kimse yok henüz. Siz bu senaryoyu her siyah pardösülü güneş gözlüklü adama "Matrix a.q." klişesini yapıştırdığınız gibi bir toplu salaklığa çevirene kadar ben çoktan ekmeğimi yemiş işimi bitirmiş olurum. Artık düşünme sırası sizde!
Ya bak nerden başlayan yazı nereye geldi a.q. Bi de bugün "yazcak bişeyim yok zorlamasam mı?" diyodum. Belki de senarist falan olmalıyım (yok hollywoodda değil, bayanlara yönelik porno sektöründe)
Batarken ay ardından tepelerin, geldi veda zamanı benim gibilerinin...
Gelecek hafta başına kadar hepinize en az 1 puan diliyorum ve sizi uğurluyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder